SPORUN PSİKOLEJİYE OLAN
ETKİSİ
Bu yazımda
sporun öneminden bahsetmek istiyorum. Aslında hemen hemen herkes sporun önemini
bilmekte. Fakat ben bu yazımda sporun daha çok psikolojik etkisine değinmek
istiyorum. Spor öncelikle yaşam kalitemizi artırmamıza yardımcı olur. Bir çok genç dikkat dağınıklığından bahseder.
Faydalarından biride bunun önüne geçmesidir. Zihinsel uyanıklığı artırıp insanların
kendilerine olan güven duygusunu en üst seviyeye çıkarır. İnsanlarda sorumluluk
duygusunu geliştirip, öfkelerini kontrol etmelerine yardımcı olup insanların rahat
olmasını sağlar. İşverimini artırır. Sinir hücrelerinin yeniden yapılanmasını
, endişe ve kuruntulardan kurtulmayı sağlayıp heycan duygusunu yenmek ile beraber sigarayı bırakmaya yardımcı olur. O zaman sağlıklı bir yaşam için spor yapmaya herkesi davet ediyoruz :)
19 Kasım 2014 Çarşamba
18 Kasım 2014 Salı
HER ŞEY BİR SEÇİMLE BAŞLAR !
7 Kasım 2014 Cuma
ISABEL MARANT MODASI
Geçtiğimiz birkaç yıldan beri giderek bütün dünyada bir tutkuya dönüşen çılgın sneaker modasının öncülerinden olan Isabel Marant Sneakers, yeni tasarım ve koleksiyonları ile yakın tarihte de dünyanın bu konuda en önde gelen markalarından biri olacağını tahmin etmek, hiç de zor değil. Özellikle de marka ve tasarımcısı hakkında biraz daha bilgi sahibi oldukça hiç de zor değil.
Aslında 1994’de ünlü moda tasarımcısı Isabel Marant Fransa’da kurduğu ve dünya çapında tanınmış olma gibi bir iddiası olmayan ilk moda evi ile elbise ve daha sonra da ayakkabı tasarımlarını üretmeye başlamıştır. Ancak üretimlerindeki yaratıcılık ve dikkat çeken çarpıcılık ile Fransa’da ki mağazası ile her yıl artan bir büyüme oranını yakalamış ve hemen hemen her yılın ayakkabı trenlerini belirlemeye başlamıştır.
Dünya çapında ise, 90’lı yılların sonunda adını ilk kez Paris ve New York’da açtığı mağazalar ile duyuran tasarımcının minimalist ve bohem olarak ifade edilen Isabel Marant tarzı, daha sonra dünya markası olup trendy olmayı başarmıştır. Ancak günümüzde tasarladığı dolgu topuklu spor ayakkabılar ile Isabel Marant Sneakers’lardan ‘trendy’ sözcüğünü gerçekten aşan birkaç markadan biri olarak da bahsedilmektedir. Hatta günümüzde yıllık %30 bir büyümeden bahsedilen firmanın marka başarısının, gerçekten de başlangıç hedeflerinden çok daha ötede bir yerde olduğunu gösteriyor.
Özellikle Beyonce çektiği bir video klibindeki sahne şovunda bu tarz ayakkabılardan giydikten sonra, Isabel Marant Sneakers, başta Hollywood ünlülerinin olmak üzere bir çok kadının günlük yaşamında en çok tercih ettiği bir tarza dönüşmüştür. Aslında bildiğimiz sıradan spor ayakkabılar gibi görünmesine rağmen içinde gizli bir dolgu topuk olması onu bu kadar farklı yapan.
Aslında 1994’de ünlü moda tasarımcısı Isabel Marant Fransa’da kurduğu ve dünya çapında tanınmış olma gibi bir iddiası olmayan ilk moda evi ile elbise ve daha sonra da ayakkabı tasarımlarını üretmeye başlamıştır. Ancak üretimlerindeki yaratıcılık ve dikkat çeken çarpıcılık ile Fransa’da ki mağazası ile her yıl artan bir büyüme oranını yakalamış ve hemen hemen her yılın ayakkabı trenlerini belirlemeye başlamıştır.
Dünya çapında ise, 90’lı yılların sonunda adını ilk kez Paris ve New York’da açtığı mağazalar ile duyuran tasarımcının minimalist ve bohem olarak ifade edilen Isabel Marant tarzı, daha sonra dünya markası olup trendy olmayı başarmıştır. Ancak günümüzde tasarladığı dolgu topuklu spor ayakkabılar ile Isabel Marant Sneakers’lardan ‘trendy’ sözcüğünü gerçekten aşan birkaç markadan biri olarak da bahsedilmektedir. Hatta günümüzde yıllık %30 bir büyümeden bahsedilen firmanın marka başarısının, gerçekten de başlangıç hedeflerinden çok daha ötede bir yerde olduğunu gösteriyor.
Özellikle Beyonce çektiği bir video klibindeki sahne şovunda bu tarz ayakkabılardan giydikten sonra, Isabel Marant Sneakers, başta Hollywood ünlülerinin olmak üzere bir çok kadının günlük yaşamında en çok tercih ettiği bir tarza dönüşmüştür. Aslında bildiğimiz sıradan spor ayakkabılar gibi görünmesine rağmen içinde gizli bir dolgu topuk olması onu bu kadar farklı yapan.
6 Kasım 2014 Perşembe
SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENMENİN FAYDALARI
Resim yazısı ekle |
Yiyeceklerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla ya da az olması uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabileceğinden kilo kontrolüne özen gösterilmelidir.
Alınan ve harcanan enerji arasındaki dengenin sağlanması kadar vücudumuz için gereken besin öğelerinin de yeterli miktarlarda ve çeşitlilikte olması önemlidir. Çeşitliliği ve dengeyi sağlayamıyorsak sağlığımız açısından tehlike hala devam etmekte demektir.
DÖRT TEMEL BESİN GRUBU
Yeterli ve dengeli beslenmenin temelini, içerdikleri karbonhidrat, protein, yağ, mineral ve vitamin olarak adlandırılan besin öğeleri miktarlarına göre kategorize ettiğimiz dört besin grubundan vücudunun ihtiyacı oranında alınması oluşturur.
Bu dört temel besin grubu; Tahıl grubu, sebze meyve grubu, süt ve türevleri grubu ve et ve türevleri grubudur.
Tahıllar grubu; buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç ve bu tahıllar ile yapılan ekmek, pirinç, şehriye, makarna gibi ürünler bu gruptadır. Bu grup özellikle B1 Vitaminden, karbonhidrattan ve posadan zengindir. Aldığımız enerjinin büyük çoğunluğu bu gruptan karşılanır.
Sebze ve meyve grubu ise tüm sebze ve meyveleri kapsamaktadır ki bu grup vitamin ve minerallerin temelini oluşturur. Önemli miktarda posa içerir ve antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindir.
Süt ve türevleri grubu; süt, yoğurt, kefir, peynir, çökelek gibi sütten üretilen ürünleri kapsar. Bu gruptaki besinler, özellikle protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitamininden zengindir, kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında büyük rol oynar.
Et ve türevleri grubu; kırmızı ve beyaz et (tavuk, balık), yumurta, kuru baklagilleri kapsar. Bu grup, özellikle iyi kaliteli protein açısından zengin olmasının yanı sıra yüksek oranda Demir, Çinko, Fosfor, Magnezyum, birçok B grubu vitamini, A vitamini içerir. Kuru baklagiller ise günlük posa alımımızı tamamlamak için önemli bir kaynak teşkil eder.
DOĞRU SEÇİMLER YAPMAK
Yeterli ve dengeli beslenmede bu dört gruptan besinleri soframızda bulundurmak kadar önemli bir husus da, gruplar içinde doğru seçimler yapmaktır.
Birkaç örnekle anlatmak gerekirse;
Tahıl grubundan tercih edeceğimiz en doğru besinler mineral ve posa bakımından asıl zengin kısmı olan tahılın dış kabuk ve tahıl özlerini de içeren tam taneli tahıl ürünleridir. (Zayıflamak amacı ile ekmeği kesmek yerine kepekli ekmek tüketmek doğru ve sağlıklı bir seçimdir).
Meyve ve sebzeleri taze ve mevsiminde tüketmek en doğrusudur. Yeşil, beyaz, sarı, kırmızı olsun her renkten sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmelidir. Aynı zamanda kabuklu tüketebilen meyveler kabuklarıyla tüketilmelidir. Beslenmemizde bu gruba günde en az 5 porsiyonluk yer vermeliyiz.
Dünyada ve Türkiye'deki ölüm nedenlerinin başında kalp hastalıklarının yer aldığı ve kalp sağlığını korumanın temel unsurlarından birinin az yağlı beslenme olduğu düşünülerek, süt grubundan yarım yağlı süt veya yoğurtlar tercih edilmelidir. Sindirim sisteminde ve bağışıklık sisteminde rol oynayan kefir de tercih edilmesi gereken bir süt ürünüdür.
Özellikle et grubundaki yiyecekler, tıpkı süt grubundakiler gibi içerdiği yağ miktarının yüksek olması sebebi ile yağ ve/veya kolesterol sınırlandırılması olan bireyler tarafından daha az tüketilmelidir. Bu ürünleri tamamen beslenmeden çıkartmak yanlıştır.
Günlük tüketmemiz için önerilen su miktarı 8-10 bardak (2-2,5 litre) tır.
Besinlerin faydalarını yok etmeden sofralarımıza huzurla oturmanın yolu doğru bilgi edinmekten geçiyor. Daha huzurlu, mutlu, sağlıklı günler için beslenmemize dikkat edelim.
Yiyeceklerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla ya da az olması uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabileceğinden kilo kontrolüne özen gösterilmelidir.
Alınan ve harcanan enerji arasındaki dengenin sağlanması kadar vücudumuz için gereken besin öğelerinin de yeterli miktarlarda ve çeşitlilikte olması önemlidir. Çeşitliliği ve dengeyi sağlayamıyorsak sağlığımız açısından tehlike hala devam etmekte demektir.
DÖRT TEMEL BESİN GRUBU
Yeterli ve dengeli beslenmenin temelini, içerdikleri karbonhidrat, protein, yağ, mineral ve vitamin olarak adlandırılan besin öğeleri miktarlarına göre kategorize ettiğimiz dört besin grubundan vücudunun ihtiyacı oranında alınması oluşturur.
Bu dört temel besin grubu; Tahıl grubu, sebze meyve grubu, süt ve türevleri grubu ve et ve türevleri grubudur.
Tahıllar grubu; buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç ve bu tahıllar ile yapılan ekmek, pirinç, şehriye, makarna gibi ürünler bu gruptadır. Bu grup özellikle B1 Vitaminden, karbonhidrattan ve posadan zengindir. Aldığımız enerjinin büyük çoğunluğu bu gruptan karşılanır.
Sebze ve meyve grubu ise tüm sebze ve meyveleri kapsamaktadır ki bu grup vitamin ve minerallerin temelini oluşturur. Önemli miktarda posa içerir ve antioksidan özelliğe sahip bileşiklerden zengindir.
Süt ve türevleri grubu; süt, yoğurt, kefir, peynir, çökelek gibi sütten üretilen ürünleri kapsar. Bu gruptaki besinler, özellikle protein, kalsiyum, fosfor, B2 ve B12 vitamininden zengindir, kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişiminde ve hücre çalışmasında büyük rol oynar.
Et ve türevleri grubu; kırmızı ve beyaz et (tavuk, balık), yumurta, kuru baklagilleri kapsar. Bu grup, özellikle iyi kaliteli protein açısından zengin olmasının yanı sıra yüksek oranda Demir, Çinko, Fosfor, Magnezyum, birçok B grubu vitamini, A vitamini içerir. Kuru baklagiller ise günlük posa alımımızı tamamlamak için önemli bir kaynak teşkil eder.
DOĞRU SEÇİMLER YAPMAK
Yeterli ve dengeli beslenmede bu dört gruptan besinleri soframızda bulundurmak kadar önemli bir husus da, gruplar içinde doğru seçimler yapmaktır.
Birkaç örnekle anlatmak gerekirse;
Tahıl grubundan tercih edeceğimiz en doğru besinler mineral ve posa bakımından asıl zengin kısmı olan tahılın dış kabuk ve tahıl özlerini de içeren tam taneli tahıl ürünleridir. (Zayıflamak amacı ile ekmeği kesmek yerine kepekli ekmek tüketmek doğru ve sağlıklı bir seçimdir).
Meyve ve sebzeleri taze ve mevsiminde tüketmek en doğrusudur. Yeşil, beyaz, sarı, kırmızı olsun her renkten sebze ve meyve tüketmeye özen gösterilmelidir. Aynı zamanda kabuklu tüketebilen meyveler kabuklarıyla tüketilmelidir. Beslenmemizde bu gruba günde en az 5 porsiyonluk yer vermeliyiz.
Dünyada ve Türkiye'deki ölüm nedenlerinin başında kalp hastalıklarının yer aldığı ve kalp sağlığını korumanın temel unsurlarından birinin az yağlı beslenme olduğu düşünülerek, süt grubundan yarım yağlı süt veya yoğurtlar tercih edilmelidir. Sindirim sisteminde ve bağışıklık sisteminde rol oynayan kefir de tercih edilmesi gereken bir süt ürünüdür.
Özellikle et grubundaki yiyecekler, tıpkı süt grubundakiler gibi içerdiği yağ miktarının yüksek olması sebebi ile yağ ve/veya kolesterol sınırlandırılması olan bireyler tarafından daha az tüketilmelidir. Bu ürünleri tamamen beslenmeden çıkartmak yanlıştır.
Günlük tüketmemiz için önerilen su miktarı 8-10 bardak (2-2,5 litre) tır.
Besinlerin faydalarını yok etmeden sofralarımıza huzurla oturmanın yolu doğru bilgi edinmekten geçiyor. Daha huzurlu, mutlu, sağlıklı günler için beslenmemize dikkat edelim.
5 Kasım 2014 Çarşamba
AYAK SAĞLIĞI İLE İLGİLİ ÖNEMLİ İPUÇLARI
Resim yazısı ekle |
Ayaklarımızın sağlıklı olabilmesi için dikkat etmemiz gerekenler ise şunlardır;
– Ayağımıza giyeceğimiz ayakkabı veya terliklerin dar olmaması büyük önem taşımaktadır. Dar formatlı ayakkabı ve terlikler ayaklarımızın kemik yapısının bozulmasına ve ağrı çekmemize neden olur.
– Gün içerisinde uzun süre oturmak ayaklarımızın şişmesine ve ayakkabılarımızın darlaşmasına neden olur. Masa başı iş yapıyorsanız belirli aralıklar ile kısa kısa yürüyüşler yaparak ayaklarınızın hareket etmesini sağlamalısınız. Bu hareket kan dolaşımının hızlanmasını sağlayarak ayaklarınızın rahatlamasını sağlayacaktır.
– Özellikle yaz aylarında ayakkabılarımızın içerisine çorap giymek istemeyiz, çorap giymeme eylemi ayakkabının ayaklarımızı terletmesini sağlar ve bu terleme ayaklarımızda nasıl oluşumuna ve kötü kokuya yol açar. Yaz aylarında mutlaka ayakkabılarımızın içerisine çorap giymeyi alışkanlık haline getirmeliyiz.
– Akşamları evimize geldiğimizde çoraplarımızı çıkarıp ayaklarımızı ılık su ile yıkamalı ve bir süre ayaklarımızı yükseğe dikerek dinlenmesini sağlamalıyız. Bu hareket kan dolaşımının hızlanmasına ve ayaklarınızda meydana gelecek ağrıların ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)